-
1 kazanmak
vt1) gewinnen2) verdienenayda iki bin euro kazanıyor er verdient zweitausend Euro im Monat3) deneyim \kazanmak Erfahrungen sammelnzafer \kazanmak einen Triumph erringen -
2 kazanmak
kazanmak v/t gewinnen; Geld verdienen; Erfolg, Sieg erringen; einen Freund gewinnen; Genehmigung, Ruhm erwerben; Gewohnheit annehmen; Land erobern; Leid erfahren; Prozess, im Spiel, Wahl gewinnen; Prüfung bestehen; Stipendium erhalten, bekommen;vakitten kazanmak Zeit sparen -
3 kazanmak
В1) зараба́тывать; получа́ть при́быль (вы́году, дохо́д)hayatını kazanmak — зараба́тывать на жизнь
2) приобрета́тьiyi bir dost kazanmak — обрести́ хоро́шего дру́га
şöhret kazanmak — просла́виться
3) выи́грыватьbirinciliği kazanmak — завоева́ть пе́рвенство
davayı kazanmak — вы́играть иск (суде́бное де́ло)
imtihanı kazanmak — выдержа́ть экза́мен
üniversite giriş sınavını kazanmak — выдержа́ть вступи́тельные экза́мены в университе́т
4) заслужи́ть, сниска́ть; завоева́ть тж. перен.geniş kütlelerin güven ve saygısını kazanmak — завоева́ть дове́рие и уваже́ние широ́ких масс
minnettarlığını kazanmak — заслужи́ть чью-л. благода́рность (призна́тельность)
seçimi kazanmak — одержа́ть побе́ду на вы́борах, победи́ть на вы́борах
sevgisini kazanmak — сниска́ть (заслужи́ть) чью-л. любо́вь
zafer kazanmak — одержа́ть побе́ду
-
4 kazanmak
вы́играть* * *-i1) зараба́тыватьhayatını kazanmak — зараба́тывать на жизнь
2) выи́грывать; вы́играть де́лоsınavı kazanmak — [успе́шно] вы́держать экза́мен
seçimi kazanmak — одержа́ть побе́ду на вы́борах
sevgisini kazanmak — заслужи́ть чью-л. любо́вь
zafer kazanmak — одержа́ть побе́ду
3) приобрета́ть, получа́тьiyi bir dost kazandık — мы обрели́ хоро́шего дру́га
büyük ikramiyeyi kazandı — он вы́играл кру́пную су́мму
4) заслужи́ть, сниска́ть, завоева́ть -
5 kazanmak
v. win, earn, gain, obtain, get, achieve, acquire, attain, carry off, clear, come by, draw, garner, gather, get out of, land, net, purchase, realize, reap, take--------kazanmak (çok para)v. clean up--------kazanmak (ödül)v. pull off* * *1. conquer 2. earn -
6 kazanmak
оту; казану -
7 kazanmak
зарабатывать, получать прибыльİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > kazanmak
-
8 kazanmak
qezenc kirin -
9 kazanmak
Qazanmaq; qalib gəlmək -
10 kazanmak
nabyć; nabywać; osiągać; uzyskać; uzyskiwać; wygrywać; zarabiać; zasługiwać; zasłużyć; zdobywać; zyskać; zyskiwać -
11 kazanmak
КЪЭЛЭЖЬЫН, КЪЭГЪЭХЪЭН, КЪЭХЬЫН, къыдэхьыхын/ къэхьэхун -
12 kazanmak
гъэхъэн, къэгъэхъэн, ыгъэхъэн -
13 kazanmak
أجلبأدركبذبزتجاوزتكسبجلبجنىدحرربحسبقغلبقهركسب -
14 kazanmak
1. أجلب [أَجْلَبَ]Anlamı: kazanç sağlamak2. أدرك [أَدْرَكَ]Anlamı: kazanç sağlamak3. بذ [بَذَّ]Anlamı: yenmek, galip gelmek4. بز [بَزَّ]Anlamı: yenmek, galip gelmek5. تجاوز [تَجَاوَزَ]Anlamı: yenmek, galip gelmek6. تكسب [تَكَسَّبَ]Anlamı: kazanç sağlamak7. جلب [جَلَبَ]Anlamı: kazanç sağlamak8. جنى [جَنَى]Anlamı: kazanç sağlamak9. دحر [دَحَرَ]Anlamı: yenmek, galip gelmek10. ربح [رَبِحَ]Anlamı: kazanç sağlamak11. سبق [سَبَقَ]Anlamı: yenmek, galip gelmek12. غلب [غَلَبَ]Anlamı: yenmek, galip gelmek13. قهر [قَهَرَ]Anlamı: yenmek, galip gelmek14. كسب [كَسَبَ]Anlamı: kazanç sağlamak -
15 kazanmak
"to earn, to gain, to pull sth in, to pull sth down; (yarýþ, mücadele, savaþ, ödül, bahis) to win, to carry sth off, to notch sth up; (sýnav) to pass; to get, to obtain, to acquire, to procure" -
16 kazanmak
/ı/ 1. to earn. 2. to win. 3. to get, acquire, gain. 4. to win the approval and support of. -
17 kazanmak
qazanmaq -
18 kazanmak
dosáhnout; nabýt; vydělávat; vyhrát; získat; získávat -
19 sırtından kazanmak
= sırtından para kazanmak зараба́тывать [де́ньги], испо́льзуя кого -
20 sırtından para kazanmak
= sırtından kazanmak sırtında yumurta kafesi yok ya! — погов. ему́ не́чего теря́ть!
См. также в других словарях:
kazanmak — i 1) Kazanç sağlamak Bu beş lirayı bitirmeden ben para kazanmalıyım. P. Safa 2) nsz Olumlu, iyi bir sonuç elde etmek Böyle yazılara hiç cevap vermeyiz ve yazı çok ağırsa dava açarak çok defa kazanırız. B. Felek 3) Çıkmak, isabet etmek 4) Edinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
puan almak (veya kazanmak) — 1) spor karşılaşmalarında başarılı bir oyun çıkararak kendine sayı sağlamak 2) genellikle test biçimindeki sınavda herhangi bir puan elde etmek 3) mec. itibar kazanmak, takdir edilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sevap kazanmak (veya işlemek) — hayırlı bir davranışta bulunmak Gülsüm ün sevinci sade sevap kazanmak ümidinden doğmuyordu. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
alın teri ile kazanmak — hak ederek, çalışarak, emek vererek kazanmak Ama ekmeklerini alınlarının teri ile kazanan, yalan dolan bilmeyen ... gönülleri geniş insanlar yetiştiriyordu. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
boyut kazanmak — yeni bir durum, içerik, genişlik, kapsam kazanmak Bazı şeylere uzaktan bakmak, onlara, onlarda olmayan bir boyut kazandırır. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalp (veya kalbini) kazanmak (veya fethetmek) — ince bir davranış veya güzel bir sözle birinin sevgisini kazanmak, ilgisini çekmek Hele düzmece şehzadenin kadife pantolonuyla sivri güzel çehresi derhâl kadının kalbini kazandı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
sempatisini kazanmak — (birinin) sevgi, ilgi ve yakınlığını kazanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
açıktan (para) kazanmak — emek ve sermaye olmadan para kazanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
zaman kazanmak — vakit kazanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
başarı göstermek (veya kazanmak) — başarmak Arandığı, fikri sorulduğu, başarı kazandığı da oluyordu. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
deneyim kazanmak — deneyimli duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük